Küçük Wang, 120 kiloluk bir genç olarak, hareketli İstanbul sokaklarında bir yemek dağıtımcısı olarak çalışıyor. Her gün, şehrin farklı köşelerine lezzetli yemekler ulaştırırken, aynı zamanda şehrin canlı kültürünü ve insanlarını yakından tanıma fırsatı buluyor.
Küçük Wang’ın rotası, tarihi Sultanahmet meydanından modern Nişantaşı’na kadar uzanıyor. Her bir teslimat noktası, farklı bir hikaye ve deneyim sunuyor. Bazen, aceleci iş adamlarına öğle yemeği yetiştirirken, bazen de evde çocuklarıyla vakit geçiren ailelere akşam yemeği götürüyor.
Bu süreçte, Küçük Wang sadece bir yemek dağıtımcısı değil, aynı zamanda bir gözlemci haline geliyor. İstanbul’un dar sokaklarında dolaşırken, yerel esnafın sıcak sohbetlerine kulak misafiri oluyor, çocukların oyunlarına tanık oluyor ve şehrin gizli kalmış güzelliklerini keşfediyor.
Küçük Wang’ın karşılaştığı zorluklar da yok değil. Yoğun trafik, adres bulma güçlüğü ve bazen de müşterilerin memnuniyetsizliği, işinin bir parçası. Ancak, o her zaman pozitif kalmayı ve çözüm odaklı olmayı başarıyor.
Yemek dağıtımcılığı, Küçük Wang’a sadece para kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda ona İstanbul’u daha yakından tanıma ve farklı insanlarla iletişim kurma fırsatı sunuyor. Her bir teslimat, yeni bir macera ve öğrenme fırsatı anlamına geliyor. Küçük Wang, bu deneyimlerle hem kişisel olarak gelişiyor hem de İstanbul’a daha da bağlanıyor.









