Hina, ofiste geçirdiği uzun ve yoğun günlerin ardından, kendini biraz şımartmaya karar verir. Sekreter olarak görev yaptığı şirketteki monoton yaşamından sıyrılmak için küçük bir kaçamak planlar.
Ofisin tenha bir köşesinde, kimsenin olmadığı bir anda, Hina içindeki tutkuyu serbest bırakır. Gizli çekmecesinde sakladığı iç çamaşırlarını giyer ve aynanın karşısında baştan çıkarıcı pozlar verir.
Kendini fotoğraflarken, Hina’nın aklı bir yandan da işindedir. Patronunun önemli bir toplantısı yaklaşmaktadır ve onun için hazırlaması gereken evraklar vardır. Ancak o an, sadece kendi zevkine odaklanmak ister.
Fotoğraflarını çektikten sonra, Hina tekrar işine döner. Ancak içindeki ateş sönmemiştir. Ofiste geçirdiği her an, artık onun için daha heyecan verici ve baştan çıkarıcıdır.
Hina, sekreterlik görevine yeni bir boyut katmıştır. Artık o, sadece bir çalışan değil, aynı zamanda ofisin gizli baştan çıkarıcısıdır. Bu gizli oyun, onun için bir kaçış ve kendini ifade etme yoludur.
